Haberler

Dİkkat Çekici Haberler Yayınlanır!
Arınç'tan Fuat Avni açıklaması
S.Ç tarih 29.12.2014, 10:25 (UTC)
 Arınç, Cizre'deki olaylara ilişkin "Yaşananların çok ağır bir suç olduğunu bilmemiz lazım. İki nedeni var, Uludere olayının yıl dönümü ve Kobani'de ölenlerin cenazesine yönelik provokasyon. Şuanda asayiş sağlanmıştır. Emniyet güçlerimiz, kolluk güçlerimiz orada hakimdir. HÜDA-PAR'ı evlerine giderek yakmak istediler, HÜDA-PAR mazlum ve mağdurdur. Hem 6-7 Ekim olaylarında hem de şimdi" diye konuştu. Arınç, 'siyaseti bıracak mısınız' sorusuna "40 senedir siyasetteyim, artık yoruldum" dedi. ARINÇ'IN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI: MISIR İLE İLİŞKİLER Mısır konusunda bazı ülkelerle farklılıklar oldu. Demokrasiye inanmış her ülke için darbeye tepki göstermek görevdir. Mısır konusunda Türkiye'nin tavrına herkesin katılmasını beklemek doğruydu. Batı, Mursi'ye karşı bir sahiplenme içine girmedi, Sisi'yi meşru cumhurbaşkanı olarak kabul etti. Bir ülkenin dış politkasını o ülkenin milli çıkarları belirler. "DARBELERE KARŞIYIZ AMA..." Darbelere karşıyız ama Türkiye'nin çıkarları için yeni atmamız gerekebilir. Bizim yeni bir Mısır politikasını uygulamamızda fayda vardır diye düşünüyorum. PARALEL YAPI TARTIŞMASI Risaliye Nur hareketi, Bediüzzaman Said Nursi'nin eserleriyle ortaya koyduğu yani Kuran ve imkan hakikatlerini anlatma meselesi farklı bir şey. Bediüzzaman hazretlerinin en yakınlarından bir talebi Abdülkadir Badıllı bugün defnedildi. Urfa'da kendi arzu ettikleri yere gömdüler. Biz de Bakanlar Kurulu kararını çıkardık. Kabristanların dışında başka bir yere gömülecekse bunun için bir Bakanlar Kurulu kararı çıkması lazım. Cumhurbaşkanımız "Aldatılmışız" dedi, aynı şeyleri benim de söylemem lazım çünkü o belki benden daha az tanıyor. Benden daha mesafeli durmuş olabilir. Ama biz bu konuda kendilerine ne söylemişsek o da buna samimiyetle buna inandı. Onlara çok yardımcı oldu. ARINÇ'A SUİKAST İDDİASI Ben bunun bir suikast teşebbüsü olmadığına hukukçu kimliğiyle o zaman karar vermiştim. Bazı olayların kumpas olduğu ortaya çıktığı için içimde şüphe zamanla büyüdü. Acaba bu olay sebebiyle benim üzerimden operasyon mu yapıldı diye içinde şüphe büyüyor. "ONLAR TUTUKLANDIĞINDA DA YANLIŞ OLDUĞUNU SÖYLEDİM" Ahmet Şık, Nedim Şener ve Hanefi Avcı tutuklandığında da bunun yanlış olduğunu söyledim. Yazılan kitaplardan yola çıkarak bir neticeye varamayız. Bu tutuklamaların yanlış olduğunu söyledim. Özellikle kitapla, televizyonla, diziyle vs. suç işlenmesinin istisnai olabileceğini, bunun unsurlarının ne kadar mevcut olduğunu bilmediğimi ifade ettim. Ancak bir örgüt bağlamında herkesin üzerine düşen rolü oynayarak belli bir suç meydana getirme çabası varsa bunu hakimler tayin eder. "BİZ HİZMET HAREKETİ OLARAK BİLİYORDUK" Cemaat dedğimiz olguyu biz hizmet hareketi olarak biliyorduk. İsterseniz çok safmışsınız diyebilirsiniz. Dolayısıyla biz olan bitene bakalım. Bir devlet içinde farklı yapılanmalar oluşmuşsa buna müaade edilemez. Cemaat eğer örgüt haline gelmişse, yapılanması da devlete paralelse bu yok edilmelidir. Cemaatler sosyolojik bir olaydır ve hepsi mübarektir ama bu artık cemaat olarak değerlendirilemez. FUAT AVNİ İSİMLİ TWITTER HESABI Dünyanın her yerinde istihbarat vardır ve bu istihbarat örgütlerinin içine sızmış ajanlarda bulunabilir. Sizin en yakınınızdaki insanları elde edebilirler, en yakınınızdan alan dinlemesinden konuşmalarını dinleyebilirler. Bunları en aza indirmeye çalışacağız. Ama bunu sıfırlamak mümkün değil. Fuat Avni isimli Twitter hesabı ile mücadeleniz var mı? Şüphesiz var. Bunların çoğu yapılan hesaplardır ve içeriye bunları nakledilmesi çok kolay oluyor. Bu bir kişi değildir de birkaç kişidir, oraya bilgi akıyor oradan da tevziye ediliyor. Başında da şu var diye bir şeyler yazılıyor. Ama gerçeğe ulaşmadıktan sonra o veya bu ismi piyasaya sokmanın bir alemi yok. Mücadele hukuk içinde olacak kim ne yaptı, inceleyeceğiz. Biz zulmetmeyiz, hukuk içinde kalmaya mecburuz. CİZRE'DEKİ OLAYLAR Yaşananların çok ağır bir suç olduğunu bilmemiz lazım. Son yıllarda terör örgütünün yandaşları Cizre ve birkaç ilçeyi pilot bölge olarak tayin etti. İki nedeni var, Uludere olayının yıl dönümü ve Kobani'de ölenlerin cenazesine yönelik provokasyon. (Uludere olayı) Komplo değil, bunun tek sorumlusu var o da terördür. Bu olayın suçlusu hükümet ve asker değil, bu olayın suçlusu terör. Şuanda asayiş sağlanmıştır. Emniyet güçlerimiz, kolluk güçlerimiz orada hakimdir. HÜDA-PAR'ı evlerine giderek yakmak istediler, HÜDA-PAR mazlum ve mağdurdur. Hem 6-7 Ekim olaylarında hem de şimdi. PKK bölgede kendisinden başka hakimiyet istemiyor. Biz bu olayın elbette üstüne gideceğiz, adli soruştuma başladı. YÜCE DİVAN TARTIŞMASI Ortada dolaşan kulis bilgileri söylentiden ibaret. Şimdiye kadar pekçok bakan ve başbakan hakkında soruşturma açılması istendi. Soruşturma Komisyonu aynı zamanda adli görev yapar. Bunun hukuki ve siyasi sonuçları olacak, bizim hukuka dikkat etmemiz lazım. Karar vermem gerektiğinde ben kalbime sorarım. 4 eski bakan hakkında Genel Kurul'da gizli oylama olacak, ben kalbimi dinleyeceğim. ERDOĞAN İLE KABİNE TOPLANTISI Başbakanımız 5 Ocak'ta Cumhurbaşkanımız başkanlığında bir kabine toplantısı olmayacağını söyledi. "BİNALİ YILDIRIM'IN BÖYLE BİR AÇIKLAMA YAPMASI YANLIŞTIR" Bu tarihi veren Binali Yıldırım ise onun şahsiyle ilgili değil ama onun yerinde başka birisi de olsaydı böyle bir hakkı yoktu. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında kalması gereken birlikte karar vermesi gereken bir konuda hiçbir sıfat taşımayan bir insanın 5 Ocak'ta hükümet Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanacak demesi yanlıştır. Bunun yanlış olduğuna inanıyorum. Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı gerekli görürse Bakanlar Kurulu'na başkanlık edebilir. Cumhurbaşkanı istediği zaman Başbakanımızla görüşerek bir toplantı istemek yetkisine sahiptir. SİYASETİ BIRAKACAK MI? 40 senedir siyasetteyim, artık yoruldum. Siyasetten tamamen ayrılmayız, bu bizim yaşam biçimimiz. SİYASETTE 2015 SONRASI Ben AK Parti'nin tökezleyeceğini düşünmüyorum. Seçim gününe kadar üzerime düşeni fazlasıyla yapacağım ve sonrasında da ne görev verilirse yaparım. Kaynak: http://www.mynet.com/haber/politika/share-1630376-1?utm_medium=copy
 

Türk-Kürt-Alevi-Sünni kardeştir
S.Ç tarih 29.12.2014, 10:24 (UTC)
 Konya'da dün Ak Parti il kongresine katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu sabah Hatay il kongresine gitmeden önce havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Davutoğlu, Cizre'de PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H ve Hüda-Par yanlıları arasındaki çatışmalarda 3 kişinin yaşamını yitirdiği olayların bir provokasyon olduğu görüşünü savundu. İçişleri Bakanı Efkan Ala ile temasa geçip Cizre'deki olayları an ve an takip ettiğini ifade eden Davutoğlu, "Türkiye’de her ne suretle olursa olsun, kamu düzenini bozmak isteyen herkese karşı kim olursa olsun gerekli tedbirler alınacaktır. Etrafımızdaki ateş çemberini bahane edip Türkiye’nin sınır ilçelerinde bir şekilde şiddete başvurarak dışarıdaki huzurluğu ve çalışmayı içeri taşımak isteyenlere kesinlikle müsamaha gösterilmeyecek" dedi. Halka sükunet tavsiyesinde bulunan Davutoğlu, "Güvenlik güçlerimizin olaylar ilk başladıktan sonra her türlü tedbirleri aldıklarını söylemek istiyorum. Cizre’ye şu veya bu şekilde sızmak ve orada huzursuzluk çıkararak Suriye ve Irak’taki ateş çemberine Türkiye’yi almak isteyen provokatörlere karşı her türlü tedbiri almaya kararlıyız" diye konuştu. "ÇÖZÜM SÜRECİNİ' PROVOKE ETMEK İSTİYORLAR" Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinde olumlu bir seyir görüldüğü zamanda mutlaka bir provokasyon ile karşılaştıklarını ifade ederek şöyle konuştu: "Ekim başında son derece olumlu bir hava varken 6-7 Ekim olayları cereyan etti. Son iki haftada çözüm sürecinde olumlu bir hava oluşmuşken tekrar dikkatleri çatışma ortamına çekmek isteyen çevreler var. Gerek sosyal medya, gerek medyada bu olay gelişir gelişmez yapılanlara baktığımızda bir anda kargaşa ortamı geliyormuş gibi bunu kullanmak isteyen unsurlar oldu. Buna da dikkatinizi çekmek isterim. Bu provokasyonlar çözüm süreci bağlamında atılan adımlara engelleyemeyecektir. Çözüm süreciyle olumlu yönde gelişmeler olduğu her anda böylesi provokasyonlarla karşılaşmanın aslında bir çok çevrenin çözüm sürecinden ne kadar rahatsız olduğunu ortala koyuyor. Halkımızın bütünün Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlarımızın da artık huzura, sükuna ve ekonomik kalkınmaya ihtilacı var. Bu konuda her türlü tedbiri almaya kararlıyız." İÇ GÜVENLİK REFORM PAKETİ Başbakan Davutoğlu, son gelişmelerin halen TBMM'de olan iç güvenlik reform paketinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu anlattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti: "Provokatörler illegal yöntemlerle harekete geçtikleri zaman o provokasyonlardan herkes etkilenmektedir. Bugün yapılan açıklamalara baktığınızda hemen hemen her kesim bu provokasyonlara dikkat çekiyor. Dolayısıyla provokatörlere karşı tedbir almanın en önemli yolu da kamu düzenin tümüyle ihdas edilmesi ve bir şekilde kamu düzenini bozanlara karşı alınacak tedbirlerin hayata geçirilmesi. Bu konuda hiçbir tereddüt gösterilmeyecektir. Bir şekilde bu provokasyonlar üzerinden Doğu ve Güneydoğu’da son yıllarda bazı ilçelerimizi, bazı mahalleri neredeyse tek sesli, tek ve diğer hiçbir farklı görüşe müsamaha göstermeyecek şekilde bir baskı yöntemi uygulama çalışan zihniyet de bu şekilde mahkum olmuştur. Özellikle belli ilçelerde oranın esnafından, oranın köklü ailelerinden kişileri oradan çıkararak ya da başka yöntemlere farkı siyasi düşüncelere baskı uygulayarak, tekelci tek tipçi bir anlayışı yayınlaştırmak isteyenlere bütün toplunun duyarlı ve çoğulcu yapının demokrasinin bir parçası olduğunu idrak ederek davranması lazım. Devlet her yerde her türlü tedbiri almaya muktedirdir." "TÜRKİYE'YE SIZMAK İSTEYEN PROVOKATÖRLER YAKALANDI" Cizre olayları için Türkiye'ye sınırdan sızmak isteyen provokatörlerin yakalandığını açıklayan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dün de yine olayı daha da tırmandırmak isteyen provokatör unsurların, Cizre’ye sızma çabalarına karşı çok etkin tedbirler alınmış. Kamu oyunun yakından bilmesi gerekir ki bu provokatörler hem yakalanmış, hem bu süreç içinde kontrol altına alınmıştır. Bunlar da bir provokasyonla karşı karşı kaldığımızı açık bir şekilde göstermektedir. Olay bütün detayları ile incelenecek ve bu tür provokatif sızma faaliyetlerine karşı da alınması geren hür türlü tedbir alınacaktır." TÜRKİYE ATEŞ ÇEMBERİ ORTASINDA Başbakan Davutoğlu, Suriye ve Irak sınırlarının son derece hassas bir bölgede olan Türkiye'nin ateş çemberi ortasında bir istikrar ve huzur havzası konumunda bulunduğunu anlattı. Başbakan Davutoğlu, Suriye, Irak ve Ukrayna başta olmak üzere bu çevredeki ateş çemberi göz önünü aldığında Türkiye'nin demokrasisi ve kamu düzeni istikrarı ile önemli bir çekim alanı olduğunu vurguladı. Davutoğlu, "Bir taraftan can güvenliğini temin etmek isteyen mülteciler için, onun için 2 milyona yakın kardeşimiz Suriye ve ırak’tan Türkiye’ye girdi. Ukrayna’dan da gelenler oldu. Bu Türkiye’nin güvenlik arayanlar için istikrar havzası. Ama aynı şekilde bu Türkiye’deki istikrar ve huzurdan rahatsız olan ve Türkiye’yi bir şekilde bu çatışmaların parçası haline getirmek isteyenler de bir şekilde Türkiye’ye sızmak ve Türkiye’de kaos ortamı çıkarmak isteyenler de var" dedi. "HATİP DİCLE'NİN AÇIKLAMASI ÖNEMLİ" Başbakan Ahmet Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarını hatırlatarak, Türkiye’nin istikrarından rahatsız olan kimler varsa bu ortamdan yararlanarak tam bir fırsatçılık ve provokatif yollarda bu istikrarı etkilemeye dönük çabalar içinde olduklarını ifade etti. Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bunu ilk defa görmüyoruz. 6- 7 Ekim olaylarında bu konuda uyarıda bulunmuştuk. Hatip Dicle’nin yaptığı açıklama önemlidir. 6-7 Ekim’de olaylarında bu açıklamayı yapmadıkları için bu olaylar büyümüştü. Bu olayları görüp açıklamaları yapmakta önemlidir. Ancak şunu da bilmek lazım provokasyonları görmek yetmez ve onlara karşı herkesin duyarlı ve hazır olması lazım. Bütün sınır ilçelerimizde güvenlik önlemlerini artırdı. Bu yönde de dün etkin bir müdahale ile olaylar kontrol altına alındı. Hem bir taraftan Türkiye’deki istikrara, iç barışı huzuru bozmak isteyen çevreler var hem de Türkiye içinde değişik siyasi görüşler arasında olanlar arasında iç çatışma çıkarmak. Sadece devlete yönelik değil. Değişik siyasi gruplar arasında çatışma çıkarmak isteyenler. Bunun ikisine karşıda hazır olmak lazım." "PARALEL YAPININ PARMAĞI" Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cizre'de çıkan olayları 'Paralel yapı' olarak nitelendirdiği kesimin abarttığını, olaylar çıkar çıkmaz sosyal medyada Cizre’de kontrolün kaybedildiği, orada kaos olduğu görüntüsüyle neredeyse bu provokasyonlara katkıda bulunmak isteyen unsurlara dikkat çekmek istediğini söyledi. Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Özellikle paralel yapılanmanın hangi kanallarda daha da abartarak toplumda huzursuzluk çıkartmak istediği gözümüzden kaçmadı. Bütün bunlar gösteriyor ki, Türkiye’nin istikrarından rahatsız olmak isteyenler belli aralıklarla bu eylemlere girecekler. Ben Cizre’deki bütün vatandaşlarımıza ve ülkemizdeki bütün vatandaşlara sesleniyorum. Devletim her bir ilçede gerekli tedbirleri almaya muktedirdir." KİMSE TEDBİRİNİ KENDİSİ ALMASIN Olaylara devletin güvenlik güçlerinin müdahale edeceğini, hiç kimsenin kendi tedbirini almaması gerektiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, bu konuda şöyle dedi: "Kimse kendi tedbirini almaya kalkmamalıdır. Bu tür çatışmalarda psikolojik ortamı bozacak eylemlere girmemek lazım. Her hangi bir grup, kesim, belirli bir yerde mahallede burası diğer siyasi görüşlere kapalıdır, bir baskıcı yöntemlerle farklı düşünenleri oralardan uzaklaştırmak gibi niyete yönelirlerse bilsinler ki onlara bu imkan tanınmayacaktır. Bu provokasyonlardan rahatsız olanlar, özellikle belli dönemlerde uygulanan baskı yöntemlerine de duyarlığı göstermesi lazım. Türkiye’nin her bir köşesinde, her bir vatandaşımız her tür siyasi faaliyeti yapar. Farklı görüşlere sahip insanlar görüşlerini ifade edebilirler. Kimse de farklı görüşleri nedeniyle baskı altında tutulamaz. Aslında bütün bu olaylar demokrasinin ne kadar sosyal barış aracı olduğunu ortaya koyuyor. Demokrasi çoğulculuk ve her kesin her yerde farklı kanatlara sahip olmakla birlikte siyaset yapabilmesi görüş belirtmesi hakkıdır. Zaten iç güvenlik reformunda kastettiğimiz de budur. Birileri yüzlerine maske takarak, bir takım başka yöntemlerle terör estirerek belli mahallelerde bütünüyle farkı düşünenleri tavsiye etmeye gidenlerse buna izin verilmeyeceğini herkesin bilmesi lazım." HALİD MEŞAL İLE GÖRÜŞMESİ Başbakan Davutoğlu, gazetecilerin Halid Meşal ile yaptığı görüşmeyi hatırlatması üzerine Kudüs’te İslam karakterini azaltmaya yönelik yapılacak her türlü eylemin karşısında bütün Filistinliler'in tek bir vücut olduğunu söyledi. Davutoğlu, şunları söyledi: "Bundan birkaç gün önce de sayın Mahmud Abbas ile de görüştüm. Türkiye’de Kudüs’te ve Mescid-i Aksa'daki hiçbir emrivakiyi tanımayacaktır ve dünya çapında ne gerekiyorsa Kudüs’te ve Mescid-i Aksa’nın bize kendi tarihimizin de mirası olan özelliklerinin korunması konusunda her türlü çabayı sarf edecektir. Halid Meşal’ın Türkiye’nin desteğini istemesindeki cevabımız budur. Bu sadece hükümetimizin değil bütün Türkiye’nin bütün siyasi partilerin bu yönde olduğuna eminim. Gazze savaşından sonra hiçbir söz yerine getirilmedi. Gazze’deki insani durum nasıl iyileştirilebilir bunlar üzerine durduk. Üçüncüsü de ulusal birlik hükümetinin devamı konusunda sayın Halid Meşal ile mutabakat söz konusu." Davutoğlu, ocak ayının ikinci haftası da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Tükiye'ye geleceğini söyledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, gazetecilerin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Türkiye'nin Mısır ile ilişkileri konusunda yaptığı açıklamayı hatırlatarak, "Türkiye'nin Mısır politikası değişti mi?" sorusunu şöyle yanıtlarken Mısır halkı ile Türkiye'nin bir problemi olmadığını darbeyle gelen bir yönetim anlayışıyla problemleri bulunduğunu anlattı. Nerede olursa olsun darbe ile gelen yönetimlere karşı olduklarını ifade eden Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, hiçbir yerde darbe ile gelmiş yönetimlerin meşruiyetini bu anlamda doğru bulmaz bu yönetimlerle olan ilişkilerinde aynen Suriye ve diğer yerlerde olduğu gibi halkıyla karşı karşıya gelmiş olan yönetimlerle bazı sıkıntıların yaşanması doğaldır. Türkiye bu konuda ilkesel bir tutum benimsemiştir. Sadece Mısır ile indirgenecek bir tutum değildir. O bakımdan biz ümit ederiz ki Mısır’da hukuk devletinin olması gereken kuralları işler ve gerçek anlamda halkın iradesinin yansıdı siyasi süreç ortaya konur. Tabi o zaman durum değişir. Sayın Arınç’ın, açıklamasının öncesi ve sonrasında bütün bu unsurlar var. Sıkıntı tamamıyla darbelere karşı hükümetimizin ve halkımızın gösterdiği hassasiyettir." Davutoğlu, Katar ile Mısır ilişkisinin sorulması üzerine bu ülkeler arasındaki ilişkilerin kendi doğası içinde seyredeceğini, Türkiye-Katar ile ilişkilerinin ne düzeyde olduğunu her kesin bildiğini kaydederek, "Katar’ında bu konuda ilkesel olarak takip ettiği yön ve yöntem bellidir. Türkiye tutumunu belirlerken her hangi bir başka iki ya da üç ülkenin ilişkisine bağlı olarak tutumunu belirlemez" dedi.
 

Çatışmayı içeri taşımak isteyenlere müsamaha gösterilmeyecek
S.Ç tarih 29.12.2014, 10:23 (UTC)
 Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cizre'deki gerginliğe ilişkin, "Türkiye'nin özellikle sınır ilçelerinde bir şekilde şiddete başvurarak dışarıdaki huzursuzluğu ve çatışmayı içeri taşımak isteyenlere kesinlikle müsamaha gösterilmeyecektir. Bu çerçevede bütün halkımıza sükunet tavsiye ediyorum" dedi. Başbakan Davutoğlu, Cizre'de PKK yanlıları ile Hizbullah bağlantılı olduğu iddia edilen Hüda-Par'lılar arasındaki silahlı çatışma ile ilgili konuştu. Davutoğlu, "Türkiye'nin özellikle sınır ilçelerinde bir şekilde şiddete başvurarak dışarıdaki huzursuzluğu ve çatışmayı içeri taşımak isteyenlere kesinlikle müsamaha gösterilmeyecektir. Bu çerçevede bütün halkımıza sükunet tavsiye ediyorum" ifadelerini kullandı. Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Türkiye'nin özellikle sınır ilçelerinde bir şekilde şiddete başvurarak dışarıdaki huzursuzluğu ve çatışmayı içeri taşımak isteyenlere kesinlikle müsamaha gösterilmeyecektir. Bu çerçevede bütün halkımıza sükunet tavsiye ediyorum. Devlet, her yerde her türlü tedbiri almaya muktedirdir. Dün de yine olayı daha da tırmandırmak isteyen bazı provokatif unsurların Cizre'ye sızma çabalarına karşı da çok etkin tedbirler alınmıştır. Kamuoyumuzun bunu yakından bilmesini isterim ki bu provokatörler, hem yakalanmış, bazıları da bu süreç içinde kontrol altına alınmışlardır. Bunlar da bir provokasyonla karşı karşıya olduğumuzu açık şekilde göstermektedir.
 

Davutoğlu: Yabancı işbirlikçilerle kim iş tuttuysa hesap verecek
S.Ç tarih 29.12.2014, 10:22 (UTC)
 Şahinbey Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Gaziantep 5. Olağan İl Kongresi'nde, Gazianteplileri selamlayarak başladığı konuşmasında, Davutoğlu, kentin düşman işgalinden kurtuluşunun 93. yıl dönümünü kutladı. Kurtuluş mücadelesinde Gaziantep'in baş verdiğini ama baş eğmediğini dile getiren Davutoğlu, Gazianteplilerin Kurtuluş Savaşı mücadelesinde yaptığı gibi AK Parti'lilerin de aynı mücadeleyi gösterdiğini söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti: "6 bin 300 şehidimiz var ama hiç baş eğenimiz yok. Gaziantep bizim istiklalimizin başkentidir. Allah, bu tekbirler için şehit olan Şahinbey, Şehit Kamil, Karayılan ve takipçilerini aziz eylesin. Bu topraklarda bir daha tekbir sesini eksik eylemesin. Gaziantep'e izzet yakışır, Gaziantepliler izzet için yola çıktılar. İşte bugün her birinizde Şahin Bey'in, Şehit Kamil'in yüzünü görüyorum. Şahin Bey'i o yıllarda ne harekete geçirdiyse AK Parti kadrolarını 2001'de aynı ruh harekete geçirdi. Nasıl Gaziantep işgal altındaydı, Gaziantep'in izzeti onuru çiğnenmişti. Aynı şekilde o yiğit Gaziantepliler nasıl ayağa kalktıysa, IMF memuru karşısında bu milletin onuru çiğneniyordu, bir IMF memuru gelip Türk ekonomisinin ne olacağına karar veriyordu. Aynen Gaziantep'i ayağa kaldıran ruh gibi, AK Parti kadroları ayağa kalktı ve dedi ki 'Bu milleti bir daha namerde değil merde bile muhtaç etmeyeceğiz. Kimsenin bu milletin nefsiyle izzetine dokunmasına izin vermeyeceğiz.' İşte AK Parti kadrolarının hayali, hedefi budur. Nasıl yabancı güçlerle işbirliği yapanlar, istiklal mücadelesinde hesap vermişse, bu milletin iradesine rağmen yabancı işbirlikçilerle kim iş tuttuysa hesap verecek. Kim milli iradeyi zedeleyecek, tavırlar içine girdiyse o da hesap verecek." "Gazi şehir, artık bir ensar şehridir" Suriye'de zalim bir rejimden, vahşet eden bir terör örgütünün baskısından kaçan Suriyelilere kucak açtığı için Gazianteplilere teşekkür eden Davutoğlu, "Gazi şehir artık bir ensar şehirdir. Allah sizden razı olsun" diye konuştu. Başbakan Davutoğlu, Gezi olaylarından ve 6-7 Ekim ile 17- 25 Aralık olaylarından alınlarının aklarıyla çıktıklarını ifade ederek, "Alnımız ak. Kanımızdaki alın bayrağımızda şekillendiği gibi akı alnımızdaki ak olan ak davayı yüceltmek için Türkiye ve dünyanın her yerinde ak ve al bayrağı onurla dalgalandıracağız. Çözüm sürecini bütün provokasyonlara rağmen sürdürmeye kararlıyız. Gaziantep, çözüm süreciyle hedeflediğimiz Türkiye'nin güzel örneğidir. Çünkü Gaziantep'te tüm vatandaşlarımız, Türkü, Kürdü, Suriye'den gelen kardeşlerimiz, barış ve huzur içinde yaşıyorlar" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, Gaziantep'in ekonomik alanda her zaman daha hızlı büyüdüğüne işaret ederek, gelecek dönemde ortaya koyacakları çalışmalarla da bu kentin sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın yükselen şehri olacağını kaydetti.
 

Demirtaş Cizredeki Olayları Değerlendirdi
S.Ç tarih 29.12.2014, 10:19 (UTC)
 beraberindeki heyetle Şengal'de IŞİD ile girdiği çatışmada ölen PKK'lı Serdar Sansak ile dün YDG-H üyeleri ile Hüda-Par'lılar arasında yaşanan silahlı çatışmada hayatını kaybeden Yasin Özer ve Barış Dalmış için Cizre'de Cudi Mahallesinde kurulan taziyeye katıldı. Taziye çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada Demirtaş, Cizre'nin normalleşmesini istemeyen bir kesimin olduğunu söyledi. Demirtaş, "Cizre'de huzurun hakim olduğu saatlerde, gençlik örgütlerinin açıklama yapıp durumun normale döneceğini belirttiği saatlerde bu olaylar başladı. Görünen o ki burada taraflar arası bir çatışmadan çok ciddi bir şekilde burada devlet içerisinde örgütlenmiş, kümelenmiş gruplar Cizre'nin normale dönmesini istemiyor. Hükümet provokasyon arıyorsa kendi içine bakmalı ve içindekileri ayıklamalı, bunun gereğini yapmalı ve halka da bu konuda sağlıklı bilgi vermeli. Biz toplum içerisinde çatışma, ölüm, şiddet yaşanması taraftarı değiliz. Kalıcı barış için hiç bir zaman ve hiç kimsenin burnu kanamadan, hiç kimsenin ölmediği huzur ortamı, adalet ortamı sağlansın diye uğraşıyoruz. Herkesinde sağduyulu davranıp buna hizmet etmesini bekliyoruz. Bütün tarafların herkesin hükümette dahil olmak üzere bu yönlü davranış bekliyoruz. Hükümetten yapılan açıklamalar özellikle hükümet sözcüsünün açıklamaları talihsiz açıklamalardır” dedi. "Edindiğimiz bilgiler var ve elimizdeki bu bilgiler doğrultusunda tedbirlerimizi alacağız” diyen Demirtaş, "Fakat herkes bilsin ki buradaki arkadaşlarımız, partililerimizin hiçbir kimseye karşı ne bir saldırgan tutumu vardır, ne böyle bir politikası vardır nede bundan sonra böyle bir yaklaşım olacaktır. Herkes açıklamasını ve tutumunu buna göre belirlemeli. Biz burada kendi ülkemiz de halkımızın içerisinde kalıcı barış için çabalıyoruz ve bu tutumumuzu da değiştirmeyeceğiz” dedi. Hüda-Par'a da çağrıda bulunan Demirtaş, "Kendileri açıklamalarına ve kullandıkları dile dikkat etmeliler. Burada veya herhangi bir yerde partimizin saldırgan bir politikasının olmadığını bilerek hareket etmeliler. Kendileri de bu tür kışkırtmalara, karşı karşıya getirip çatışmaya dönük politikalara alet olmamalılar. Yani burada bir iç çatışma söz konusu değil. Burada Hüda-Par ile partimizin bir çatışması değil, kendileri de bunun farkına varmalılar. Burada karşı karşıyagetirip kışkırtarak, birbirine kırdırmaya dönük girişimler var. Yani burada Zerdüştlerin Müslümanlara saldırıltı denildiği zaman Hüda-Par'lıların buna itiraz etmesi lazım. Cizre'de bir tane Müslüman Mahallesi varsa gerisi Zerdüşt ise Hüda-Par'lılar da bunu içine sindiriyorsa buna diyecek bir şey yok ve bu tür oyunlara gelinmemesi lazım” dedi. Yapılan açıklamanın ardından Demirtaş, Cizre'den ayrıldı.
 

<-Geri

 1 

Devam->

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol